Deniz taşımalarının şartları ve buna bağlı rizikolar özel düzenlemelere ihtiyaç duyulmasına sebep olmuş; bu doğrultuda gemilerin denizde sefer yapmaları fertler arasında ve fert ile devlet arasında çeşitli hukuki münasebetleri ortaya çıkarmıştır; tüm bu ilişkileri düzenleyen özel hukuk kuralları topluluğuna ise “Deniz Hukuku” denilmektedir. İlk dönemlerde bugün olduğu gibi, denizlerde seyri düzenleyen yazılı kurallar mevcut olmadığı için deniz hukukunun düzenlenmesine ilişkin ilk kurallar teamül hukukundan oluşmuştur. Daha sonra denizciliğin gelenek ve görenekleri, sözlü öğretileri yazılı hale getirilmiştir. Orta çağda, deniz hukukunun özellikle Akdeniz çevresi kuzeybatı Avrupa Kıyılarında geliştiği görülmektedir. Bu dönemde, gelenek ve göreneklerden kaynaklanan deniz hukuku kuralları, yazılı biçimde derlenmeye başlanmıştır. Bu süreç, özellikle 17. yüzyılda başlamış ve günümüzde de gelişmesini sürdürmektedir.
Deniz ticareti, ekonomik, teknik ve hukuksal unsurları olan bir olgu olup, deniz ticareti hukuku, deniz üstünde yürütülen ticari ilişkileri düzenleyen bir deniz hukuku dalıdır.
Günümüzde ise deniz ticareti hukukunda tarafların farklı uluslardan oluşabilmesi ve uyuşmazlıklarında milletlerarası nitelikli olabilmesi sebebiyle devletler ortak hareket etmeye başlamıştır. Konunun uluslararası hukuk bakımından önemi bu konuda uluslararası anlaşmalar yapılmasına yol açmıştır. Bu konuda yapılmış başlıca uluslararası sözleşmeler şunlardır;
- Montreux Sözleşmesi,
- Deniz Alacaklarına Karşı Mesuliyetin Sınırlanması Hakkında Sözleşme,
- Denizde Çatışmayı Önleme Tüzüğü,
- Deniz Müsademelerine Mütedair Bazı Kaidelerin Tevhidi Hakkında Mukavele,
- Deniz Ticaret Vasıtalarının Rehni Ve İmtiyazı İle İlgili Bazı Kaidelerin Tevhidi Hakkında Milletlerarası Sözleşme,
- Deniz Yardım Ve Kurtarma İşlerine Mütedair Bazı Kaidelerin Tevhidi Hakkında Mukavele,
- Devlet Gemilerinin Muafiyetleri İle İlgili Bazı Kaidelerin Tevhidi Hakkında Milletlerarası Sözleşme,
- Gemi Sahiplerinin Sorumluluklarının Tahdidi İle İlgili Bazı Kaidelerin Tevhidi Hakkında Milletlerarası Sözleşme,
- Konşimentoya Müteallik Bazı Kaidelerin Tevhidi Hakkında Milletlerarası Sözleşme,
- Petrol Kirliliğinden Doğan Zararın Hukuki Sorumluluğu İle İlgili Uluslararası Sözleşme,
- Uluslararası Denizcilik Örgütünün Kurulmasına Mütedair Sözleşme,
- Devletlerin Taraf Olduğu İki Veya Çok Taraflı Deniz Hukuku Anlaşmaları.
Deniz ticareti çoğunlukla taşıma üzerinden gerçekleştirilmektedir. Bunların yaklaşık % 95’i dış taşıma (İthalat, İhracat, Transit), %’i ise kabotajdır. Türkiye ise taşımacılık alanında başat ülkelerdendir; Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı verilerine göre; Çanakkale ve İstanbul Boğazlarından 2015 yılında 1.343.206,222 toplam gras tonlu 86.784 adet gemi geçişi gerçekleşmiştir. Deniz ticareti alanındaki bu gelişmeler karşısında, devletlerin bu sektörden daha fazla kazanç sağlayabilmesi için uluslararası örgütler kurulmuş, uluslararası hukuk kuralları benimsenmiş ve bu kurallar hızlı bir şekilde ülkelerin iç hukuklarına girmiştir. Söz konusu gelişen alana ilişkin başlıca çalışma alanları ise şunlardır.
- Çatma,
- Kurtarma ve yardım,
- Seferden men kararı alınması,
- Yakıt alacaklarının tahsili,
- Gemi adamı alacaklarının tahsili,
- Müşterek avarya, stevedore sorumluluğu,
- Kanuni rehin hakkı kararlarının icrası,
- Hapis hakkı tesisi,
- Charterparty metinlerinin hazırlanması ve bu metinlerin yorumlanmasından kaynaklı uyuşmazlıklar,
- Laytime ve demuraj sürelerinin hesabı,
- Time-charter kira bedelinin tahsilinde gecikme,
- Gemi tescil ve terkin işlemleri,
- Deniz hukukuna özgü mortgage işlemleri,
- Gemi sicil işlemlerinin closing aşamasında tarafların temsili,
- Gemi ve yat inşası sözleşmelerinin tanzimi,
- Deniz hukuku alanındaki diğer sözleşmelerin hazırlanması (navlun, kırkambar v.s.),
- Deniz sigortası anlaşmaları.